Talasemi hastası Merve 15 yıl sonra sağlığına kavuştu
Şanlıurfa’da yaşayan ve 2,5 yaşında genetik geçişli kan hastalığı olan Akdeniz Anemisi (talasemi) teşhisi konulan Merve Ekinci (17), 15 yıl sonra bulunan donörle sağlığına kavuştu. Hastalığı nedeniyle gelişimi akranlarından geri kalan Merve, bu süre boyunca geçirdiği siroz tehlikesine ve pankreasındaki hasarlar nedeniyle şeker hastası olmasına rağmen umudunu yitirmeden nakil olmayı bekledi. Nakil öncesi yumurtalıkları toplanarak dondurulan, bu sayede ileride anne de olabilecek Merve, taburcu edildi.
Şanlıurfa’da yaşayan Merve Ekinci’ye, 2,5 yaşında genetik geçişli bir kan hastalığı olan Akdeniz Anemisi (talasemi) teşhisi konuldu. 3 haftada bir kan nakli olması gereken Merve’ye 6 yaşına gelmeden ilik nakli yapılması gerekiyordu, ancak ne ailesinden, ne de akrabalarından uygun donör bulunabildi. Hastalığı nedeniyle gelişimi akranlarından geri kalan Merve, siroz tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Pankreasındaki hasarlar da şeker hastası olmasına neden oldu.
Merve’nin yıllar süren hayali, geçen yaz Ulusal Kemik İliği Bankası’ndan (TÜRKÖK) bulunan uygun verici ile umuda dönüştü. 17 yaşına geldiği için riski yüksek olan ve donörü tam uyumlu olmayan Merve’nin kemoterapi nedeniyle anne olmama ihtimali de vardı. Çocukları çok seven ve anaokulu öğretmeni olmak isteyen Merve’nin yumurtaları toplanarak, Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi’nde gerçekleştirilen kapalı yöntemle donduruldu. 4 Ekim 2019’da da ilik nakli gerçekleştirildi. Haftalar süren zorlu bir tedavi sürecinin ardından Merve taburcu oldu. Geçen yıl kendisi gibi aynı hastanede ve aynı hastalık nedeniyle ilik nakli geçiren Şanlıurfa’daki kuzeni Elif Nur’a kavuştu.
HER ŞEY ALEYHİNE GÖRÜNSE DE O BAŞARDI
Merve’nin tedavisini gerçekleştiren ekipte Kemik İliği Nakil Merkezi Çocuk Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Malbora, “Merve’ye yıllar sonra bir verici çıktı, ama o da yüzde yüz uyumlu değildi. Zor bir kemik iliği nakli süreci bekliyordu bizi. Çünkü uzun yıllardır üç haftada bir kan nakli alıyordu, demir düzeyi çok yükselmişti; iç organları ve hormon bezleri olumsuz etkilenmişti. Karaciğer neredeyse siroz aşamasına gelmişti. Pankreas da etkilenmişti ve diyabet hastası olmuştu. Ayrıca büyüme geriliği vardı. Cinsel gelişiminde de sorunları vardı. Bunların hepsi talasemiden kaynaklanıyordu. Donöründen kaynaklı riskler de vardı. Tam uyumlu değildi, ancak yüzde 90 uyumlu verici bulunabilmişti. Cinsiyet ve kan grubu uyumsuzluğu vardı. Tüm riskleri göze alarak ilik naklini yaptık. Beklediğimiz üzere ciddi komplikasyonlar da geçirdi ama hepsiyle mücadele etti ve sağlığına kavuştu” dedi.
YAŞ İLERLEDİKÇE İLİK NAKLİ REDDİ RİSKİ ARTIYOR
Prof. Dr. Malbora, bu hastalıkta ilik naklinin 16 yaşından sonra yapılmasının çok nadir görülen bir durum olduğunu anlatarak, “Mümkünse 16 yaşından önce yapmak gerekiyor. Çünkü daha iyi sonuç veriyor. Hastanın yaşı ilerledikçe daha fazla kan transfüzyonuna maruz kalıyor; bu da vücuttaki demir birikimini artırıp organ ve hormonal bezlerin hasarlarına neden oluyor. Ayrıca çok sık kan ürünü aldığı için kemik iliği reddi riskini yükseltiyor. Nitekim Merve’nin kuzeni Elif Nur’a da geçtiğimiz yıl ilik nakli yaptık. Ama Elif Nur henüz 3 yaşındaydı. O nedenle sorunsuz bir tedavi geçirdi ve iyileşip Urfa’ya döndü. Tüm bu risklere rağmen Merve hepsini atlattı ve artık kuzenine kavuşacak” diye konuştu.
EN SAĞLIKLI EMBRİYO SEÇİLECEK
Merve’nin ilik nakli öncesi göreceği kemoterapi nedeniyle gelecekte anne olma şansı kalmayacaktı. Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi’nden Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. M. Gürkan Arıkan ile Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Meryem Kürek Eken, Merve’nin tedavisine katılarak 17 yaşına gelmesine rağmen hastalığı nedeniyle hiç adet görmeyen genç kızın yumurtalıklarından olgun yumurta elde etmeyi başardı ve karnından kapalı yöntemle yumurtalıkları alınarak donduruldu. Doç. Dr. Meryem Kürek Eken, “Zorlu bir tedaviydi. Daha önce adet görmediği için olgun yumurta elde edip edemeyeceğimizi bilmiyorduk. Yumurtalıklarını stimüle ederek olgun yumurta geliştirmeyi başardık ve kapalı yöntemle yumurtalarını topladık. Merve ileride bebek sahibi olmak isterse eşi de talasemi açısından taranacak. Eşinde talasemi yoksa çocuk zaten sadece taşıyıcı olur ve bu sorun olmaz. Ama eşinde de talesemi tespit edilirse, embriyolar taranacak ve en sağlıklı olanlar seçilip tüp bebek yöntemiyle nakledilecek. Böylece sağlıklı bir bebek sahibi olması sağlanacak” dedi.
HASTA KEMOTERAPİYE BAŞLAMADAN YAPILMASI GEREKİYOR
Prof. Dr. M. Gürkan Arıkan ise bu tür hastalarda kritik noktanın hastanın kemoterapi radyoterapi gibi vücuda ve yumurtalıklara toksik etki yapacak tedavilere başlamadan yumurtalık dondurma işleminin yapılması olduğunu belirterek şu bilgileri verdi:
“Kısa bir süre içinde yumurtayı toplamamız gerekiyor. Genelde de bu süre 1 ayı geçmiyor. Topladığımız bu doku ya da yumurtalar 5 yıla kadar saklanabiliyor. Ondan daha uzun süre saklanması gerekiyorsa ki çocuk hastalarda genelde böyle oluyor, Sağlık Bakanlığı’nın izni gerekiyor. Daha sonra eğer hasta dokunun saklandığı merkezden uzak bir yerde yaşayacaksa, iki merkez birbiriyle iletişime geçerek diğer merkeze nakli sağlanıyor ve tüp bebek işlemi hastanın bulunduğu merkezde gerçekleştiriliyor.”
‘HASTANELERDE BÜYÜDÜM’
Merve Ekinci, hastanelerden kurtulduğu için çok mutlu olduğunu söyleyerek duygularını şu cümlelerle anlattı:
“10. sınıfa gidiyorum. 2,5 yaşımdayken talasemi teşhisi aldım. 4 Ekim’de nakil oldum. Kendimi bildim bileli zamanım hep hastanelerde geçiyordu. Ama hastalıktan kurtuldum artık, o yüzden çok mutluyum. Gerçekten çok güzel bir duygu. İlk fırsatta okulumu bitirip öğretmen olacağım. İleride de anne olmayı çok istiyorum. Anaokulu öğretmenliğini seçeceğim çünkü çocukları çok seviyorum.”